26 Ocak 2014 Pazar

Greenpeace'in çocuk giysilerindeki zararlı maddelerle ilgili araştırması

Pekçok anne gibi, benim de bebek ve çocuk giysilerinde markalı ürünleri tercih etmemin nedeni, daha güvenilir olduklarını düşünmem. Yani çocuklarıma zararlı maddeler içermediklerini zannetmem. "Zannetmem" diyorum çünkü Greenpeace tarafından yürütülen bir çalışma oldukça ilginç sonuçlar ortaya koymuş. Aşağıdaki satırları okuyunca insan artık kime güveneceğini de ne yapacağını da şaşırıyor.

"... zararlı kimyasalların kullanımının hâlâ çok yaygın olduğunu kanıtlar niteliktedir; öyle ki çocuk ve bebek ürünlerinin üretimi sırasında dâhi bu zararlı kimyasallara yer verilmektedir.
2013 yılı Mayıs ve Haziran aylarında, dünya çapında 25 farklı ülke/bölgedeki amiral mağazalardan veya yetkili satıcılardan toplamda 82 çocuk giyim ürünü satın alındı. Bu ürünler en az 12 farklı ülkede/bölgede üretilmişti. Bu markalar arasında American Apparel, C&A, Disney, GAP, H&M, Primark ve Uniqlo gibi hazır giyim markalarının yanı sıra; Adidas, LiNing, Nike, Puma gibi spor giyim markaları ve Burberry gibi lüks giyim markaları da vardı."
Araştırmanın Türkçe özeti BURADA, İngilizce detaylı raporları ise BURADA ve BURADA.

"Greenpeace, Detoks kampanyasında tekstil şirketlerinin 2020’ye kadar bütün zararlı kimyasal maddeleri üretim zincirlerinden çıkarmasını talep ediyor. Halkın baskısı sonucu bugüne dek 18 marka Detoks’a başlamayı kabul etti."

Nike, Adidas, Puma, H&M, M&S, C&A, Li-Ning, Zara, Mango, Esprit, Levi's, Uniqlo, Benetton, Victoria's Secret, G-Star Raw, Valentino, Coop, Canepa farklı tarihlerde Greepnpeace'in detoks kampanyasına dahil olmuş markalar. İlgili yayın ve detoks programının detayları için TIKLAYINIZ.

http://www.greenpeace.org/turkey/tr/Bir anne olarak, farkındalığımızı arttırdıklarından ve daha sağlıklı bir dünyada yaşamamız için çabaladıklarından dolayı Greenpeace'e çok teşekkür etmek istiyorum. İyi ki varsınız Greenpeace...

Ancak bu listelerde yer almayan birçok marka ile ilgili ne yapmak gerektiği konusunda da, insan düşünmeden edemiyor.

22 Ocak 2014 Çarşamba

Grip, öksürük ve paraben-aspartam...

Yeni gripler öyle bizim eski griplere benzemiyor artık. Bir başladı mı, gitmek bilmiyor. Eskiden "İlaçla yedi günde, ilaçsız bir hafta" vb derlerdi. Şimdi ilaçlı-ilaçsız geçmek bilmiyor.
Yaklaşık 10 gündür boğuşuyoruz kendileri ile...
Yüksek ateş, burun akıntısı, öksürük, iştahsızlık...
Çocuk doktoruna gittik teyit ettik grip olduğumuzu.
O gün biraz da yorulduk, doktora gidiyoruz diye, uyku düzenimiz bozuldu. Sefil olduk ailecek. Biraz daha şiddetlendi hafiften iyileşmeye başlamışken.
Gerek yokmuş, aile hekimimiz de aynısını söylerdi muhtemelen.
Herkes bir nazlı... Eee, anne de hasta...
Burunlar tıkalı, serum fizyolojik, okyanus suyu ne bulduysak kullandık açmak için, nafile...
Biz açmadan yeniden tıkanıyor...
Ufaklığın burnunu açmak da işkence, ilaç vermek de... Hadi abla kabullendi durumu...
Ne gece, ne gündüz... Herkesin uykusu delik deşik... Neyse ki dedemiz mutfağımıza bir salıncak kurmuştu. Kaç gece onda sallanarak uyudu, oturduğu yerde ufaklık. Yatar yatmaz tıkanıyor nefes alamıyordu. Daldıktan sonra aldım yatağına...
Son birkaç gündür ateşleri düştü de rahatladık, bir nebze.
Biz yakalanmamak için elimizden geleni yaptık gribe ama başarılı olamadık bu yıl.
Hastalanmadan önce burunlar serum fizyolojik, okyanus suyu vb ile yıkanıyordu her akşam, bol bol  C vitamini almaya gayret ediyorduk, bal-pekmez tüketiyorduk ama salgın geldi önünde duramadık.
Neyse atlattık sayılır.
Grip ilaçları ile ilgili pek çok çekincem olduğu için-doktor yazınca birkaç gün kullanmak zorunda hissettim kendimi-ama daha sonra yine içgüdülerim beni ilaçları bırakmaya çağırdı, zaten içlerinde o kadar ilginç maddeler var ki. Örneğin çocukların ıslak mendil ve şampuanında bulunmasın dediğimiz PARABENLER var şurupların içinde. E, ben deri yoluyla bile çocuğumdan uzak tutmaya çalışırken ağızdan vermek bana mantıklı gelmiyor. Ben de bir çocuk doktorunun paraben içeren bir şurubu önermesini anlayamıyorum. Sanıyorum, her seferinde doktoru uyarmak gerekiyor, bu konuda. E, o zamanda çok bilmiş anne oluyorsunuz. En iyisi ilacınızı seçip "şunu yazar mısınız diğeri iyi gelmiyor." demek herhalde.
Bu arada DİŞ MACUNU vb kozmetiklerde de bulunabiliyormuş PARABENLER alırken kontrol etmekte yarar var.
Zaten öksürük şuruplarını da önermiyor doktorlar...
Bir de pastil aldık eczaneye gittiğimizde, e ben ikisiyle bir yerlere gidince olay kopuyor, kontrol etme fırsatım olmadı ilaç içeriklerini tabi. Eve geldik, onun da içinde ASPARTAM. O da kaldırıldı rafa tabi ki. Bilinmiş bir firma nasıl çocuk pastilini aspartamla tatlandırır anlayamıyorum. Nasıl bir eczacının bu pastili satabileceğini de anlayamıyorum.
Ateş düşürücüler de içime sinmiyor ama onları kullandım, ateşleri yükseldikçe...

Bu arada öksürüklerini azaltmak için en faydalı bulduğum şeyler:
  • yastıklarını yükseltmek,
  • burunlarını açmak,
  • odanının sıcaklığını düşürmek,
  • ayaklarına vicks sürüp çorap giydirmek,
  • bal-pekmez tüketmek oldu.

Su ve çocuk

Daha önce birkaç yerde okuduğumu hatırlıyorum, "Su ile oynamak çocuklar için yararlı" diye. Zaten okumaya da gerek yok. Yakınlarında çocuk olan herkes bilir ki, çocuklar su ile oynamayı severler. Örneğin yolda bir su birikintisi varsa çocuk %90 ihtimalle o su birikintisine dalacaktır.
Balkon yıkarken, elini yıkarken, banyo yaparken (ama saçlar değil), vb. su ile yapılan etkinlikler her zaman çocuklar için en eğlenceli etkinlikler arasında yer alır. İlk başladığımız kreşte okula alıştırmak için de oyuncak bebek yıkıyorlardı örneğin.
Bizim küçük hanım ellerini yıkarken bir de oyuncak yıkar çoğu zaman.
Yazları kullanmak için balkonumuza havuz bile aldık. Abla-kardeş öyle çok eğleniyorlar ki. Yazları hemen hergün dolduruyoruz havuzumuzu.

6 Ocak 2014 Pazartesi

Zeytinyağlı nohut yemeği

Zeytinyağlı nohut yemeği

Malzemeler:

  • 3 su bardağı haşlanmış nohut
  • 1 orta boy soğan
  • 2-3 çarliston biber
  • Zeytinyağı
  • Tuz
  • 3-4 orta boy (sulu) domates (kış mevsiminde domates kullanmıyorum ama annemin hazırladığı domates soslarından kullanıyorum)
  • 1 yemek kaşığı domates salçası (ben salçayı domates biber karışık kullanıyorum)
Yapılışı:

2 Ocak 2014 Perşembe

Fraisier-Çilekli pasta

Fraisier, çilekli pasta
Aslında bu tarifi daha önce diğer blogumda http://mutfakoykulerim.blogspot.com/ adresinde paylaşmıştım.
Ama tarfileri bir araya toplamak için burada da vermeye karar verdim. Tariflerimi hala blogların hangisinde toplayacağıma tam olarak karar veremedim.
Yani yılın ilk tarifi olan fraisier kadar tatlı bir yıl diliyorum herkese...


Eric Lanlard, ünlülerin pastacısı olarak da tanınıyor ve gerçekten muhteşem pastalar yapıyor. Ben kendisini televizyon programından tanıyorum.
Aslında aklımda tek kişilik pastacıklar yapmak varken kendisinin fraisier tarifini izledim. Birkaç farklı siteye (bizim pastane gibi) ve internette kendi sitesine bakıp yandaki pastayı yapmıştım. Mutfak öykülerimde ilk yazdığım tarifin bir tatlı olmasını istedim. Ben kendisinin kek tarifini kullandım ama kremasını kullanmadım.
Her bir porsiyonluk kekte, 5 çilek kullandım. 6 yarım yani 3 tam etrafında, 1 tam içinde ve 1 tam da üzerinde.
Eh, tatlı yiyelim tatlı konuşalım...
Bu arada resmi o kadar acele ile çektim ki kontrol etme fırsatım olmadı. Aslında 3 kez denedim, ben bu tarifi. Ama elimde sadece bu resim var...


Fraisier
Malzemeler:
Kek için
300g yumuşatılmış tuzsuz tereyağı
300g pudra şekeri
5 çırpılmış yumurta
350 g un
1,5 çay kaşığı kabartma tozu
1 paket vanilya
1 yemek kaşığı süt.

Krema için
1 paket sıvı krema
1,5 paket krem şanti
Yarım paket labne (bir dahakine fazla suyunu süzmeye karar verdim)
Dekorasyon için
Çilek
200g badem ezmesi.
100g eritilmiş bitter çikolata

Yapılışı: